9 Nisan 2012 Pazartesi

Kıyıya Oturmanın Böylesi ve Merve Engin

Commedia dell'arte. Hiç duydunuz mu? Doğaçlamaya ağırlık veren bir oyun geleneği, İtalya'da 16. yy'da doğmuş. Ben bu tiyatro türüyle ilk kez tanıştım cumartesi akşamı.

Festival kapsamında biletlerini yakalayabildiğim ilk oyuna gittik: Kıyıya Oturmanın Böylesi. Festival programında işaretlediklerimin içinde gitmeyi en çok istediğim oyundu.








"Commedia dell'Arte"nin "Commedia Gabrielliano" stilindeki oyunda Merve Engin 11 karakteri de, bu stilde dünyada önde gelen isimlerden olup aynı zamanda oyunun da yazarı olan hocası Antonio Fava tarafından özel yapılmış masklarla kendisi oynuyor. Kulağa biraz karmaşık gelebilir ama oyunda kimin hangi karakter olduğunu hiç karıştırmıyorsunuz. Yerinizi bulup oturduğunuzda bir bakıyorsunuz ki dekor mekor yok, ortada iki sehpa ve bir merdiven! Nasıl yani derken Merve Engin telefonla konuşarak ve elindeki bavulu çekerek sahneye geliyor, oyuna geç kalmışlar, diğer rol arkadaşları da gelememiş, özür diliyor, bu nedenle tüm karakterleri bavulundaki masklarla kendisi oynayacak, dekor olarak sahnedekileri kullanacak... Tabii ki bunlar oyun gereği, yani oyun başladı... Merve Engin bu aşamada seyirciye laf atarak oyunun interaktif olduğuna sinyal çakıyor...









Venedikli Lelio ve Flaminia'nın aşkı, İstanbul'a yapılan bir gemi yolcuğunda yaşananlar, bir ada, ada sakinleri...Oyunu fazla anlatmak istemem, bence izlenmesi gereken bir oyun ve tanışılması gereken bir stil olduğu tavsiye olunur. Aslında tiyatro yapmak için ona olan aşk dışında çok da birşeye(efekt,ses,dekor..) gerek olmadığını anlıyorsunuz. Merve Engin'in hazırcevaplığı, göndermeleri, doğaçlamadaki başarısı ile sizi içine alan bir güldürü.








Oyuncumuz Bursa'lı olduğu ve seyirciler içinde tanıdığı çok kişi -ilk tiyatro hocası ve 3 yaşındaki yeğeni Beren de dahil- olduğundan buradaki oyunun enerjisinin diğerlerinden daha yüksek olduğunu düşünüyorum, zira normalde 50dk olan oyun 1.5 saate yakın sürdü...Ağzım kapanmamacasına gülerken 1.5 saat nasıl geçti anlamadım ve bittiğinde üzüldüm, alkış alkış alkış... Salon inledi inledi! Merve Engin duygulandı, ağladı... Kıyamam pek sevdim ben onu.

Bazı karakterlere fena sardım(Zampilla bunlardan birisi) arada onlar gibi konuşuyorum :) Yine yine izlemek istiyorum desem abartmış olmam, bundan sonra takipçisiyim Merve Engin'in, diğer oyunlarını da izleme şansım olur inşallah.

Bu da oyunun fragmanı:





Nilüfer Belediyesi'ne buradan teşekkür ediyorum ama bir de serzenişim olacak,
Bu programı yapmışsınız hazırlamışsınız da;
Şu Konak Kültür Merkezine giden yolları tabelalandırsanız da bulacağız diye 75 tur atmasak
ve
Salondaki koltuklara numara yapıştırıverseniz de uzaktan işaret parmağı ile tek tek sayıp doğru yere oturacağız diye 75 takla atmasak
Sizce de iyi olmaz mı:)

Son not: bu oyuna gidecekseniz yerinizi ön sıralarda olsun!
Mutlu Haftalar...

***görseller alıntıdır***

6 yorum:

  1. verdiğin bilgi için teşekkürler.evet numaralı olsa hiç fena olmaz.ben yeri bildiğimden bulmak zor gelmiyor ama tabela konusunda haklısın.ne zaman kadar devam edecek acaba.ben bir araştırayım .mutlu bir hafta diliyorum Kitanacım...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Smilenacım,fırsatın olursa izlemeni isterim oyunu, çok keyif aldık biz.
      Sana da mutlu bir hafta diliyorum:)

      Sil
  2. Yanıtlar
    1. Belki yine gelir, ya da İstanbul'da izleyebilirsin...

      Sil
  3. Bursa'da olsaydım gelirdim.merak uyandırdı.fotoğraflar çok güzel ve oyuncu değişik hoş bir yüze sahip.
    sevgiler
    http://habinos.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de çok sevdim oyuncuyu, çok pozitifti. Oyun İstanbul'da oynuyor olmalı, oradan takip edebilirsin. Sevgiler:)

      Sil