24 Nisan 2012 Salı

Ankara'dan Abim Gelmiş



Yurttaki oda arkadaşlarımın birinin erkek kuzeni de Ankara’da okuyordu. Arkadaşım her tatilde evlerine gittiklerinde kuzeninin kız kardeşinin “Ankara’dan abim geldi evde bir bayram havası...” şarkısını söylediğini söylemişti. Ne zaman Ankara’ya gitsem eve dönerken aklıma gelir, ne saçma değil mi..
Birkaç gün de olsa hava değişikliği insana ne iyi geliyor...Gitme sebebi meslek içi eğitim olup günün büyük bölümü derslerle geçse de uzun zamandır görmediğim okul arkadaşlarımı görmek, Ankara’da yaşayan canım arkadaşlarımla hasret gidermek, birkaç saat de olsa sanki zaman hiç akmamış gibi hissedip eskilere dönmek doping etkisi yarattı bende... Elbette yıllar herkesin yüzüne farklı çizgiler eklemiş, artık canlarımdan ikisi çocuklu, biri hamile, biri ikiz bebek bekleyen kızlar...


Ravanelli bebek, Hati’min eseri, çoraptan yapmış (bir kendin yap projesi:), ne kadar sevimli, ismini efsane bir futbolcudan alıyor. Eşi sıkı bir futbol takipçisi olunca evdeki oyuncaklar da nasibini almaya başlamış, minik Aras çekirdekten yetişiyor...Siz de biraz dikkatli bakar mısınız, Ravanelli Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisindeki küçük Osman’ı andırmıyor mu? Yoksa bir tek ben mi benzetiyorum!




Bu benim Nadidem! İkiz kızlarımıza MAŞALLAH diyelim, onları beklerken biz pek heyecanlıyız, ultrasonda gördük onlar da içerde öyleler, kardeş itişmelerine şimdiden başlamışlar, birinin ayakları diğerinin eline değiyor, birbirlerini ittiriyorlar:) Şimdi güldüğüme bakmayın doktorun yanında ultrasondan izlerken duygu seli oldu bende, balıklığım tuttu gözyaşlarımı tutamadım:)





Okul öncesi eğitim kurumlarının sene sonu sergilerinde gördüklerim beni mest eder, o minik eller neler yapar öyle... Bu da ikizlerimizin annesi Nadidem’in sahibesi olduğu Neşeli Ayaklar Ön Okulu’ndan size getirdiğim bir kendin yap projesi daha, Cdlere makarnaları yapıştırıyoruz, ardından da sprey boya ile boyuyoruz, içine de sevdiklerimizin fotoğraflarını koyuyoruz .İlk gördüğümde hazır zannettim, miniklerin yaptığını anlamadım:)




İlk kez kuaförde Fransız manikürü yaptırdım, normalde ayrıntılarda boğulan biri olduğumdan o çizgilerin muntazam olması gerekir, kendim yapmayı tercih ederim. Nadidem’in kuaföründeki tatlı Nehir yapmakta ısrar edince kabul ettim. Bunlar da nazar boncuklarım, çok hoşuma gitti paylaşmak istedim:)



Samsun’lu tanıdığınız var mı? Ben sabah kahvaltısında pide yeme alışkanlığını onlardan öğrendim. Kumakla da aslen Trabzon’lu olan Nadidem’in annesi Kadriye anne sayesinde tanışmıştım. Bir akşam da bunları yedik içtik...Burada yeri gelmişken söylemeden edemeyeceğim, sarma ve dolma ayrı şeylerdir. Biber, patlıcan doldurulur, yaprak, lahana sarılır, bu ayrıntıya dikkat durumu babamdan bana geçmiş olup yanlış kullanımlarda istemeden uyarı lambalarım yanıyor.
Ankara diğer planlarımı gerçekleştirmemi istemedi, ilginç kumlu bir fırtına çıkardı, izlemişsinizdir gerçi televizyondan. Bursa’da da yer yerinden oynamış...
Döndük yine kürkçü dükkanına, hayat kaldığı yerden devam ediyor, 3 günlük tatil ardından da ufak bir Salı sendromu atlattım.
Herkese mutlu haftalar...


10 yorum:

  1. Ya hakkaten Osman o yahu, Nadide'n pek güzel olmuş, sağlıkla bekliyoruz haberlerini, yemekler enfes görünüyor, tekrar hoş geldin kürkçü dükkanına...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benziyor ya:) Nadidem öyle tatlı ki, inşallah sağlıkla kucağına alır bebeklerini.Yemekler güzeldi:)Seninle daha güzellerini yeriz:)
      Hoş bulduk!

      Sil
  2. Hoş geldin:)
    Çoraptan çalışma komik olmuş, Osman`a benzemiş mi kısmı beni aşar. Ukalalık kabul etme sakın, bende dizi kültürü sıfır:)
    Anaokulu çalışmalarını severim ama çok değil. Çünkü pek çok okul sadece güzel görünsün diye çocukların çok üstünde çalışmalar yapar ve çoğunu da öğretmen yapar ne yazık ki...Örneğin silikonla yapılan yapıştırma işleri. Nefret ettim silikondan. Başka çalışma mı kalmadı, çocuklar silikonu zaten kullanamıyor, ne varsa silikonla yapıştırıyorlar. (dı demem lazım, ama eminim hala öyledir) Senin fotoğrafladığın bu makarnalı çerçevelerde makarnaları sprey boyayla boyamışlar. Çocuklar değil herhalde, öğretmen boyamıştır!
    Neyse benim anlayışım bu değil, bana göre çocuk faaliyetleri çocukların elinden çıkmalı, onların yapabileceği, kullanabileceği malzemelerle...

    Her okulda benim gibi deli birkaç veli olsa kapıya kilit vururlar:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dizi izlememe tercihin karşısında saygıyla eğilirim, hiç de ukalalık olarak görmem:)
      Ana okulu çalışmalarında ise bazılarının o yaş çocuğu elinden çıkmış olmasına şaşırıyorum zaten, doğrudur yardım ediliyordur. Arkadaşımın okulu diye demiyorum ama kendisi de malzeme konusunda çok titizdir. Okulda pişen yemeklerde kullanılan gıdaları bile ev yapımı almaya çalışır.Bu çalışmalar ise büyük yaş grubunun, öğretmenleri bir tane yapıp göstermiş, diğerlerini kendileri yapmış. Malzeme konusunda da haklısın, orayı irdelemedim ama eminim onlar için zararsız olanları tercih etmiştir. Siz gibi veliler her okula lazım:)
      Sevgiler Semicim...

      Sil
  3. iyiki farklı farklı memleketlerden eşimiz dostumuz var yoksa hakikaten müthiş lezzetlerden mahrum kalıcaktık .
    Pek sevemedim şu tırnak zımbırtılarını ama seninki pek şirin olmuş

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle katılıyorum, günümüzde her yörenin lezzetine kolayca ulaşılsa da kabul etmek lazım yerinde yemek gibisi yok... Daha çok arkadaş daha çok ziyaret daha çok lezzet diyelim o zaman:)

      Sil
  4. Ne güzel geçmiş, eğitim için olsa da araya ne güzel duygular sıkıştırmışsın :)

    Çerçevelere bayıldım, nasıl güzeller öyle. Miniklerin yaptığına inanmak gerçekten zor. Bugün ben de bir resim sergisinin önünden geçtim, bir tabloya baktım 3-a sınıfından bir öğrencinin adı yazıyordu inanamadım o kadar minik birinden nasıl o tablo çıkar diye :)

    Fırtına burayı da (bursa) hırpaladı, baya endişelendik bir ara.
    O mamaları neden gecenin bir yarısı gördüm, neden, neden ahhh :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Ponticim çok iyi oldu benim için.
      Çerçeveleri çok beğendim, denemeyi düşünüyorum:)
      Mamalar için üzgünüm, keşke olmasaymış:(

      Sil
  5. Hoş geldin önce :)

    Çok güzel, çok dolu dolu geçmiş günlerin. Bir arada olmanın güzelliği işte. Dizi izlemeyen ama her diziden haberi olan biri olarak :) kesinlikle çok benziyor diyorum :) Nadide hayırlısı ile bebeklerini kucağına alır inşallah, öyle güzel bir duyguki.

    Hep derimki çocuklar ödevlerini kendi yapmalı ama çok sıkışıyorlarsa yardım edilmeli tabiki. Çok beğendim bu projlerini, ne güzel olmuş çerçeveler.

    Fransız manikürü en çok yaptırdığımdır, hatta dünde yaptırdım :) nazar boncukları ayrı yakışmış.

    Yöresel yemekler, hele burda gördüklerim nefisler. Sarma-Dolma üzgünüm şimdi öğrendim :) Benim için ikiside aynıydı ama neden böyle diyordum. Öğrendiğim iyi oldu :)

    YanıtlaSil
  6. Kitanacım ben en çok yazının sonlarındaki yemeklere takıldım, yemeğe çıkmadan önce okumuştum yazını nefisler, zeytin yağlı dolmaya bayılırım:) pideler de süper, bu arada bizde aile toplantıları genelde pazar sabahı kıymalı pide eşliğinde yapılır:))

    YanıtlaSil