Çağan balığı ek gıdalar almaya başlayınca ben de yeni tarifler araştırmaya başladım ve gördüm ki herkes pişirdiğinde en organik malzemeyi bulmanın peşine düşmüş. Tamam araştıralım, bulup alalım ama -ki artık bu organik olayı aldı başını gitti, fiyatlar da uçtukça uçtu- neyin nerede ne kadar organik ve işin adına uygun yapıldığına nasıl emin olacağız? Yine en içimize sinen gözümüzün gördüğü, ya da geldiği yeri bildiğimiz ürünler olacak. Şimdilik şanslıyız, hala bir yerlerde tarhana, tereyağı ve buğdaydan gerçek(!) kepekli un yapan, bal üreten akrabalarımız var.
Ve zeytinyağı.
Babaanne bahçelerinin zeytininin yağı.
Kişisel bakım için rosacea ve nörodermatit nedeni ile artık doğal ürünler tercih etmek zorundayım, sağlık açısından sağladığı avantaj bir yana bunun bir güzel yanı da kozmetik ürünler, güzel kokulu duş jelleri ve losyonlara para vermekten kurtuldum. Zeytin meyvesi ve zeytinyağının şifa kaynağı olduğunu biliyoruz. Keşke bu güzel ve benzersiz meyveyi toplarken ağaçları da dövmeseler (bu ayrı bir tartışma konusu ama ne zaman zeytinyağını elime alsam aklıma geliyor belirtmeden edemedim).Zeytinyağını saç maskesi, tırnak eti yumuşatma, peeling sonrası nemlendirme gibi birçok amaç için kullanıyorum.Kendim için kullanırken Çağan için de kullanmaya başladım. Zeytinyağı ile ayakları ve elleri düzenli olarak ovularak masaj yapılan bebeklerin gelişimlerinin daha sağlıklı seyrettiğini duymuştum. Tabi bunda zeytinyağının olduğu kadar masajın da olumlu etkisinin payı vardır orası ayrı:) İşte bebekler için de en doğal, en katkısız pişik losyonu, masaj yağı; zeytinyağı!
Önemli nokta şu, bebeğinize sürdüğünüz yağın asidinin alınmış olması gerekiyor. Bunun için cam şişeye koyduğumuz yağı kaynayan suyun içine oturtup ısıtıyoruz, altta kaynayan su yağı kokusu çıkana kadar (20 dakika kadar)ısıtıyor. Bu yolla ısıtıp soğuttuğunuz zeytinyağı kullanıma hazır olacaktır.Zeytinyağının direk ısıtılıp kaynatılması yağı yakacağından zararlı olacaktır, bu şekilde yapanlar da varmış.
Çağan henüz 40 günlük bile değilken ve biz gaz sancıları ile boğuşurken, Bulgaristan'da uzun süre bebek hemşireliği yapan birinin önerilerini iletmişti tanıdıklarımız. Onlar Bulgaristan'da her akşam, bebekleri küvetlerine doldurdukları ılık tuzlu suda yüzdürüp zeytinyağı ile tüm vücutlarını ovarak yatırırlarmış. Bu şekilde gece 23.00 gibi yatan bebekler sabah 06.00'ya kadar deliksiz uyurmuş. O dönemde biz 1-2 kez denemiştik ve Çağan o kadar kesintisiz uyumasa da diğer günlerden daha rahat uyumuştu.
Çağan için yaptığım losyondan bir de komşumuzun bebeği için hazırlarken buraya da yazmak istedim, ben bebek hazırlığı yaparken Mustela'nın pişik kremini almıştım ama yağın iyileştirici gücünü ve hızını görünce (1-2 saat gibi kısa sürede) Mustela'yı kullanmayı bıraktım. Hala her banyodan sonra poposuna, kasıklarına, karnına, ayaklarının altına, koltuk altlarına ve boynunun altına sürüyorum. Başlarda kokusu kötü gelse de zamanla alışılıyor.
En güzelinden bebek hediyesi, doğal pişik losyonu önümüzdeki haftalarda aramıza katılmasını beklediğimiz Ahmet Efe için. Poposu her daim kaymak gibi olsun:)
Mutlu hafta sonları...