19 Kasım 2012 Pazartesi

Picasso Kadını Oldum Ya Ben*



Önceki postta yardım çağrıma cevap veren herkese teşekkür ederim. Buzdolabı kokusu hala gitmedi, gitmesi yönündeki tüm umutlarımızı yitirdik. Hala kaplarda vanilyalar duruyor ama kapıları açıp kapattıkça o güzel koku dans ediyor mutfakta...

Şiştik bu kokudan derken cumartesi günü gözümde bir şişlikle uyandım. Çocukluğumdan beri diş konusundaki ihtisasımın yanında bir de herpes virüsü üzerine yan dal yaptığımdan anladım başıma geleceği. Gözüm yine davul gibi şişerek uçukladı, 2 gündür de Picasso kadınları gibi tek göz büyük tek göz küçük model bi hatunum. Hamilelikle birlikte zayıflayan bağışıklık sistemim yüzünden daha bir agresif uçuğum, eski kanka ilacım Zovirax'la hasret gideriyoruz. 



Rosacea için doktorumun önerdiği güneş koruyucu kremi aldım, oldukça memnunum. Akneli ciltler için özel olan bu ürün sürdükten sonra cilt tarafından hemen emiliyor, o berbat yağlı, yapış yapış hissi vermiyor, tavsiye olunur.

Hamilelikte artık 25. haftaya merdiven dayadım, en az gözüm kadar tombik(her ne kadar fotoğraflarda daha küçük çıksa da) bir karnım da var:) Henüz 5-5.5 kg arası aldım, son 20 gündür de hiç almıyorum, şehzade depodan götürüyor heralde. Başlarda doktor kız derse sana aş yok, kendine gidecek yer bul diyen kocacım şimdilerde bebek 6kg doğmazsa görüşürüz diyip kendince eğleniyor. Minik hareketler gittikçe şiddetleniyor, yakında okkalı tekmeler yemeye başlarım....Şimdilik her şey yolunda, inşallah böyle devam eder. Tek sorun hala içime sinen bir doktor bulamamış olmam. Zaman daraldı, umarım hallederiz onu da.



Kitaplar okumaya başladım bebek bakımı ile ilgili, arkadaşımın okuduğu ve memnun kalarak önerdiği bu kitap bunlardan ilki, İngiliz Tracy Hogg ablamızın yazdığı Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler. Genelde yabancı yayınların okunması önerilmiyor ama ben her telden okuyup harmanlamak istiyorum, gerçi bu annelik işi içgüdüsel davranmayı ve oluruna da bırakmayı gerektiriyormuş, bilmemek değil öğrenmemek ayıp diyerek okuyorum, okuyorum, okuyorum... Yanında da şu yeni sardığım milka oreo ve ılık sütüm, ooh .... 

Bir süre önce de Milupa Anne Bebek Klubü'ne üye olmuştum, hamilelik basamağındaki hediye paketleri geldi. İçinde hamilelik sürecinde anne adayını bilgilendiren bir kitapçık, niveanın bebek ürün numuneleri, emziren anneler için çay ve Migros'tan indirim çekleri çıktı. Daha sonra da bebeğin doğumunda, ek gıdaya geçtiği dönemlerde gönderim yapacaklarmış. 




Son olarak da Sihirli Parmaklar'da gördüğüm Çıtır Çikolata Toplarını yaptım, çok da güzel oldular diyerek bitirmek isterim.Hem çok kolay, hem şık, hem de lezzetli:)

* Ebygale'e teşekkürler:)
Picasso kaynak:(http://www.resimhocasi.com/picasso.html)

1 Kasım 2012 Perşembe

SOS veriyorum!


Heyecanla beklediğimiz  bir tatil daha bitti, hüzünlüyüm, işin yanı sıra yeni saat düzenine de adapte olamıyorum. Bunların yanı sıra her tatilde olduğu gibi geleneksel elektirik kesilmesi ve buzluktakilerin erimesi durumu ile karşılandık evde. Bu kez de tedbirliydik güya ama evde olmama süresi uzayınca koku da hayli güçlenmiş, günlerdir havalanıyor dolap ve ev ama nafile, sirkeli sularla sildik, içine sirkeli kaplar koyduk banamısın demiyor,  korkarım 2-3 güne belediye görevlileri ya da polis evde ceset var diye gelecek. Çay koymak falan da işe yaramıyor. Bu koku nasıl gider gerçekten yardıma ihtiyacım var.
Bu tatil tatlı minik balkabaklarımı göreceğim için benim açımdan ayrı bir önem taşıyordu, öyle minnak öyle minnaklar ki yanaklarını öpemediğimden enselerinden yedim onları. Hep ikiz bebeğim olsun derdim, bir taşla iki kuş vuralım hesabı yalnız ne zormuş bakması bizzat gördüm ve onca mıklamaya ve zıklamaya karşı sabır taşı olan arkadaşlarım önünde saygıyla eğildim. Bu miniklerin biri susuyor diğeri ağlamaya başlıyor, uyanık olan uyuyan kardeşini itina ile uyandırıyor, biri koyun koyuna koklaşmayı severken diğeri araya pek bir mesafe koyuyor... Yeme de yanında yat bunların...

Bir de benim minnak oğlan var, ablalarının seslerine pek tepkiliydi. Birlikte ilk uzun yolculuğumuzu yaptık, Bursa-Sivas arası otomobil ile 8-9 saatte alınırken bu kez yolu iki güne böldük. Sık sık verilen molalar yüzünden yol süresi uzadı, süre uzadıkça sabır azaldı, pazar günü dönüş yolunda Kırıkkale'de 20km'yi 1.5 saatte alınca güzel bir sinir patlaması yaşadık. Yolculuk yormasın diye tatili birleştirdik güya ama 10 günün 4'ü yolda geçti ve yorgunluğu hala atamadım. Bir de güya yol şarkıları hazırladık, Orhan Gencebay coverleri kabak tadı verdi, uzun süre Tarkan'dan Hatasız Kul Olmaz bile dinleyemeyeceğim.


Eşim hayatıma girdikten sonra yeme-içmeye ve pişirmeye  ilgim gözle görülür dercede arttı, bunda eşimin Sivaslı olmasının büyük etkisi oldu tabi. Evde sucuk kokusuna dayanamayan, sebze yemeklerinde et yemeyen, dışarda yeme anlayışı tavuk şişten ibaret olan ben benlikten çıktım annem bile gördüklerine inanamıyor bazen. Sivas'a gidip o yörenin yemeklerinin ve etinin lezzetini aldıktan sonra her gidişte bunları bir daha nerde bulcam bahanesine sarılarak 2-3 kg alarak geri dönüyorum, kurban bayramları da tandırda yapılan kavurma ile daha anlamlı:) Yine öyle oldu elbette 2kg kaptım geldim oralardan, zaten insanın yakınında görümcem gibi yemek yapan biri olsa en iradelisi bile kendini şaşırır eminim, her gidişte ayrı bir ziyafet akıllara zarar. Ben ilk kez biber dolması turşusu gördüm ve tattım, içi benim favori turşum lahana ile ve küçük domates, biber, havuç ile dolu. Diğer yemeklerin fotoğrafını çekmemişim bile nasıl gözüm dönmüşse... Bir püf noktası öğrendim yine hemen paylaşayım, denemediyseniz etli lahana sarması içine reyhan baharatı koyun, nefiss oluyormuş:)
Sivas'ta et gerçekten lezzetli, restoranlarda porsiyonlar daha fazla. Hastası olduğum bir yer var Mis Döner, yolunuz düşerse mutlaka dönerini yiyin bu kez kapalı olduğu için hayakırıklığına uğradım ve Lezzetçi'ye gittim, Bursa'dan gittim güya ama iskender kebap buradakinden  daha güzeldi.

Kongre binası, oradaki önemli yerlerden, içindeki atmosferi de görmelisiniz. Cumhuriyetin temelinin atıldığı bu bina önünden her geçişte tüylerimi diken diken yapıyor, hele bu günlerde insan daha bir garip oluyor...

Son olarak; şu dolap kokusundan kurtulma konusunda fikri olan varsa duacı olacağım...