2 yıl kadar önce alıp kilerdeki kutuların arasında kaybettiğim seramik hamurum taşınma sırasında karşıma çıkınca, neler yapabilirim diye bakınmaya başladım. Aslında aklımda dantel baskılı bir tabak yapmak vardı ancak bu kez de dantelleri bulamayınca başka işlere yelken açtım. Blog listemi Bloglovin üzerinden düzenlerken bir sürü yeni blog da keşfettim, bir çoğu ile şimdiye kadar yolumun kesişmemiş olmasına hayıflandım.
Bu düzenlemeler sırasında karşıma çıkan
bu blogda gezerken bu şirin broşlara rastladım, ve aldım hamurumu elime. Çok bir fikrim de yok, bir iki yere bakıp hamurla oynarken dikkat edilecek nokta var mı yok mu baktım.
Açmak için kalın bir kalem ararken karşıma pilates topumun pompası çıktı, gayet iyi merdane görevi gördü.
Hamuru açtıktan sonra çıktısını alıp kestiğim (kendim de bir kaç hayvan karalaması yaptım fakat bunların yanında pek sönük kaldılar:)) tilki ve baykuş resimlerini kalıp olarak kullanıp kenarlarından kestim, Bu aşamadan sonra yapılacak şey hamurları 1 gün bekletmek, ilk yaptıklarımı beklemeye dayanamadığımdan 110C de 20-25 dk. fırınladım. Fırınlama işlemini fimolar için yazmışlardı, ben de denedim, oldu, sadece ortaları biraz nemli gibi kaldı ama önemsemedim.
Kurumuş -ya da kurumuş gibi davranan- kalıpları hafifçe zımparalamak gerekiyor, bu aşamada da elimde zımpara olmadığından kullanmadığım eski bir kağıt törpü ile göze batan yerleri temizledim.
Sonraki aşama boyama. Akrilik boya ile boyuyorlar sanırım, ben keçeli kalem kullandım. Burada bir önerim olacak, kalın uçlu ve iyi bir kalem kullanın, okulların açılma sezonunda marketlerin kampanyalı sepetlerinden bulup aldığınız ve sadece ufak sanat işlerinizde size yeterli olacağını düşündüğünüz(!) keçeli kalemlerinizin sizi yarı yolda bırakabileceğini aklınızda tutun. Benim turuncum tilkinin kulakları ve alnını boyayınca teklemeye başladı, sonra da bitmiş taklidi yapıp beni korkuttu. Çocukken arka kapağını açıp içine kolonya koyardık biraz daha idare ederdi, bu kalemler öyle uyduruk ki arka kapağını bile açılmayan cinsten yapmışlar, bekleye bekleye, kalemi sallaya sallaya, son damlasına kadar kullanıp bitirdim boyamaları. Beyaz yerler Flormar French Oje setinin beyazından, cilasını da yine aynı setin cilası ile yaptım.
İşte broşların arkadan en hatalı görünümleri. Arkaları hatta daha önemlisi yanları boyansa daha az kusurlu bir görüntü elde edilir.
Başta söylemem gereken bir ayrıntı, DAS marka bu hamurun felaket ötesi bir kokusu var. Hazır ortalık kokmuşken birkaç projeyi bir arada çıkarmalı. Broş yapma fikri hoşuma gidince bir de doğum günü yaklaşan minik Ahmet Efe'mize bir çerçeve yapmak istedim. Ahmet Efe, koyu Bursasporlu ebeveynleri sebebi ile doğuştan minik bir timsah. Ona minik hayvan arkadaşlarından ve Bursaspor renklerinden oluşan bir çerceve hazırladım.
Biraz da damgalarla oyun...
Güzel haberler alacağımız bir hafta olmasını dilerim.