Çocukluğumuzda ebeveynlerimizin üstünde titizlikle durduğu ve bize kazandırmaya çalıştığı en önemli erdemlerden biri dürüst olmaktı değil mi:)
İyi çocuklar olmalıydık, yaptığımız yanlış da olsa gidip anne-babamıza anlatmalıydık çünkü onların sevgisi koşulsuzdu ve hatalı da olsak bizi seveceklerdi, anlayacaklardı, yol göstereceklerdi.(İdeali buydu!)
Bizler büyüdük ve ideal çizgiden kimi zaman az kimi zaman çok ayrıldık, ufak ufak pembesinden beyazından yalanlar söylemeye, işimize göre davranmaya başladık, nabza göre şerbet verdik, en basiti sınavda kopya çektik(ben çekmedim diyen başta en yalancıdır!). Oysa masallar dinlemiştik, yalan söyleyince burnumuz uzayacaktı.
Şimdi o masalın kahramanı, haylaz yalancı kukla, oğlumun oyuncağı.
Canım arkadaşım, Nadidem, oğluma bu masalı kahramanı ile anlatayım diye en özelinden detayları ile yaptırmış, güzel bir sürprizle yollamış bana...
Tilda Pinokyomuz elinde benim için en anlamlı fotoğraflardan biri ile çıktı geldi:) Bu özel işçilik için fikri mühim kişi Nadidem ve atölyesinde ayrıca emek vererek çerçeveyi işleyen
Abstractarthouse 'a teşekkür eder, bal yanaklarından öperim!
Yakasındakini biyesini, kalbindeki puantiyesini sevdiğim Pinokyo:) Çağan'ın aklı erene kadar benim oldu:)
12 yıllık Nadidem, sana karşı hiç yamuk yapmadım, hani bu hediyenin altında bir mesaj varsa baştan belirteyim:) Belki blog yazdığımı biraz geç öğrenmiş olabilirsin ama sen de bana ekşi'de yazdığını söylememiştin:))
En iyisi herkes kendine birer tane Pinokyo alsın, sadece çoluğuna çocuğuna değil mümkünse herkese dürüstlüğün önemini anlatsın.
Yalansız dolansız, mutlu mesut günler gördüğümüz bir yıl olsun! Fena mı olur?