Kefir, sütle mayalanan, kıvamlı ve tadı hafif ekşimiş yoğurdu andıran bir içecek. Son yıllarda marketlerde hazırları satılıyor ancak kefirden tam anlamı ile fayda görmek istiyorsak bence evde hazırlanması daha doğru. Yaklaşık 10 yıl kadar önce halam tanıştırmıştı bizi kefirle, o mesleğine aşık bir öğretmen olarak yoğun okul temposunda kefir sayesinde ayakta kaldığını söylerdi. Hala her gün yapar ve tüketir. Bizde de babam yapmaya başlamıştı, liseye giderken her sabah okula gitmeden 1 kase içerdim.
Vücut direncimin zayıflaması, elimdeki egzama ve çıkardığım uçuk sayısındaki artış yüzünden bağışıklık sistemimi desteklemek adına 3 aydır düzenli olarak her gün evde kefir mayalıyorum ve tüketiyorum.
Neden kefir içmeliyim ve
kefirin faydaları nedir diyorsanız ayrıntıları okuyabilirsiniz. Kefirle ilgili gruplar bile kurulmuş internette. Ben de şu sıralar çevreme kefir hakkında sunumlar yapmayı ve içme alışkanlığı edindirmeyi kendime görev edindiğimden bir yazı da bunun hakkında yayınlayayım belki birilerine faydam olur diye düşündüm. (Hazır blogger buluşmasında Leman Kültür'ün yazar yakıştırmasını üzerime almışken yazdığım çizdiğim bir işe yarasın)
Kefir mayası küçük karnabaharımsı şekildedir, canlı olan bu baktericeğizlere ne kadar iyi bakarsak onlar da bize o kadar güzel kefir içeceği hazırlarlar. Mayayı aktardan temin edebilirsiniz. Bir süre sonra mayanız çoğalacaktır, bu doğru şekilde mayaladığınız anlamına gelir, artan mayanızı cam bir kavanoza koyup üstünü kapatacak kadar su ekleyip buzdolabında saklayabilirsiniz.
Kefir yoğurda benzer şekilde mayalanır, tercihe göre 24 ya da 48 saat bekletilebilir. Yukarıdaki fotoğraftaki kefir 24 saatte mayalandı, süreniz uzadıkça daha yoğun kıvamlı ve ekşi olacaktır. Kefirin mayalandığını kesilmiş yoğurda benzeyen görünümünden anlayabilirsiniz.Kefir mayalamak için günlük pastörize süt tercih ediyorum çünkü kutu sütlerle mayalanmıyor, önce sütü bir taşım kaynatıyoum sonra da parmağımı değdirdiğimde hafif ılıklık alana kadar soğutuyorum.
Şöyle başlayabiliriz; yukardaki olmuş kefirimizdir. Yenisini mayalamak için kefirimizi süzüyoruz, mayalarını ayırıyoruz. Buradaki önemli nokta kefirimize ve mayamıza çelik-emaye-bakır-demir gibi maddeler içeren kaplar ve kaşıklar değdirmemek. Yani süzgümüz plastik olmalı, kullanacağımız kaşık da tahta, cam ya da porselen olabilir. Süzdükten sonra üstte kalan mayayı içme suyu ile yıkayıp temizliyoruz(çeşme suyu kullanmıyoruz). Süzülen kefirimiz içime hazırdır, yalnız suyu ayrışmışsa içmeden karıştırın, aman ekşi diye süzüp içeyim demeyin faydasının büyüğü orada.
Kefiri süzüp mayamızı suyla yıkadıktan sonra bu şekilde yakından bir bakış atabiliriz, keyifleri iyi mi diye sorabiliriz, yukarıda bahsetmiştim onlara ne kadar iyi bakarsak o kadar iyi mahsul verirler.
Mayamızı cam kavanoza koyuyoruz, çünkü biliyoruz ki en sağlıklısı ve kefir dostu olanı cam kaplardır. Bu noktada da mümkünse cam kapaklı kavanozların tercih edilmesi ve kavanozun yarısından fazlasının doldurulmaması önerilmektedir. Kaynatıp ılıttığımız sütümüzü mayanın üzerine döküyoruz. Bazı kaynaklar dolaptan çıkan soğuk sütle ya da oda sıcaklığındaki sütle yapıyor, denedim hafif ılık sütle daha iyi oldu. 1/2 lt. süt için 1 yemek kaşığı dolusu kadar maya yeterli gelecektir. Mayalama işlermini tekrarladıkça maya miktarını göz kararı ayarlamaya başlayacaksınız.
Sütümüzü de ekledikten sonra kavanozun etrafını bir bezle sarıyoruz ancak bu bezin yoğurt mayalarken sardığımız kadar kalın olmasına gerek yok. Ben kurulama bezlerimden birini kullanıyorum. Yine bazı kaynaklarda okuduğuma göre beze sarmadan da yapıyorlamış, öyle yapmayı da denedim ancak sarılınca daha iyi oldu.
Bu şekilde sardıktan sonra karanlık ve oda sıcaklığında bir yere koyuyoruz, ben mutfak dolaplarımdan birine koyuyorum. Gece koyup ertesi gece süzüp içiyorum.
Mayalama işlemi bu kadar kolay. Dikkat edilecek hususların başında kullandığımız kaplar geliyor. Cam ve plastik olmasına dikkat ediyorum, içerken de kaşık kullanmamak için süzdüğüm kaseden içiyorum. Tadı başta farklı gelebilir ancak sanıldığı kadar ekşi ve keskin değil, ayrıca bu bir şifa içeceğiyse acı olsa bile içilir bence. Kahveyi bilmiyorum ama çay tüketiminden en az 45 dk sonra içerseniz çaydaki etken maddelerin/ kefirin faydalarını nötrlemesini engellemiş olursunuz.
Kefiri evde hazırlamak hem ekonomik hem de güvenilirdir. Hazır kefirleri buzdolabında saklayıp içebildiğiniz ancak kendi yaptığınızı oda sıcaklığında içtiğinizden özellikle soğuk içecek tüketemeyenler ve çocuklar için idealdir. Çocukların, yaşlıların, kemoterapi görenlerin içmesi özellikle tavsiye ediliyor. Hamile bir arkadaşım sütten tiksindiği için doktoru günde içebildiği kadar kefir içmesini önermişti.
Hergün yapmak istemediğinizde mayanızı aynı şekilde süzerek cam kavanozda üzerini kapatacak kadar su ile buzdolabında saklayabilirsiniz, mayanın bozulmadan dolapta bekleyebileceği kesin bir süre verilmese de bence en fazla 6 ay kadar dursa birşey olmaz, hayır öyle bir biyoloji bilgim de yok tamamen kendi uydurduğum bir son kullanma tarihi.
Eğer benim gibi laktoz toleransınız düşükse- hatta yoksa- yani süt içtikten sonra karnınız davul gibi şişiyor ve bıldırdamaya başlıyorsa yine o bazı kaynaklar diyor ki kefir bu sıkıntıları yapmazmış. Ben bu kaynaklara da katılmıyorum çünkü benim karnım yine kocaman oluyor.
Herkese kefirli günler dilerim.
Sağlıcakla kalınız.
Edit(19/07/2014): Kefirle ilgili bu yazımdan sonra benimle irtibata geçen bir okuyucu tarafından öğrendiğim, kefir kadar faydalı bir içecek var: Kombu Çayı. Kombu Mantarı ile mayalanması sebebi ile bu adı alıyor. Çay çok şifalı ancak mantarı bulmak biraz zor ve maliyetli. Yine bu yazım sonrası benimle iletişime geçen bir okuyucuma bu çaydan bahsetmiştim, kendisi mantarı temin etmiş ve mayalamaya başlamış. İsteyen olursa yardımcı olabileceğini belirtti. Kendisine İsik_54@hotmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.